Bayıldığı polisiye yazarı Jo Nesbo yazarken okumaya yetişemeyen “abla”, meraklısına dedektif Harry Hole’un maceralarını, öyküsü geride anlamlı bir akış içinde olduğundan, yayın sırasına göre okumayı önerir: Doğan Kitap yayını Hayalet, bütün iyi polisiyeler gibi iyi edebiyattır. Yazarının yalnızca ustalığına değil, derinliğine örnek, “abla”nın hayranlık duyduğu bir gözlem, saptama; sayfa 111’den:
“…Harry ‘Ama belki de bu yüzden fotoğraf çekeriz’ diye devam etti. ‘Yanlış bir iddiayı, mutlu olduğumuz iddiasını destekleyecek sahte kanıtlar olsun diye. Hayatımızın tek bir döneminde bile mutlu olmadığımızı düşünmek dayanılmaz olduğundan. Yetişkinler çocuklara fotoğraf çekilirken gülümsemelerini emrederek onları da yalana bulaştırır; böylece gülümser, mutlu rolü yaparız. Ama Oleg içinden gelmediği sürece asla gülümseyemiyordu, yalan söyleyemiyordu, o yeteneğe sahip değildi’…”.
Polisiye okurken aralara özenle bilimkurgu serpiştiren “abla”, klasiklere rastladıkça sevinir: Isaac Asimov’dan robot hikâyeleri; İthaki Yayıncılık’tan Ben, Robot. Başlangıcındaki, bugüne göre hantal robot teknolojisinin yazarı ağırlaştırması ne kelime! Eşsiz, engin hayal gücünün, yaratıcılığının ürünü kitap, giderek insanî özellikler kazandırılan robotların yol açabileceği sorunlar yeni yeni gündeme gelirken, Asimov’un yıllar önce robotlara yüklenilen görevleri dışında ne türden kişilik özellikleri geliştirebilecekleriyle ilgili sorular üzerine birbirinden güzel hikâyeler barındırır. Dönüştürücü’nün elçisi olduğuna inanan bağnaz QT1’in şahane saptamaları, sayfa 64’ten:
“…Cutie güldü. Gülüşü insanlarınkine hiç benzemiyordu, o ana dek ağzından çıkan en makinevari ses buydu. Keskin ve aniydi; hiç aksama olmadan metronom gibi gülmüştü.
‘Kendinize bir bakın’ dedi sonunda. ‘Küçümsemek istemiyorum ama lütfen gidin bir bakın kendinize! Yumuşak ve gevşek bir maddeden üretilmişsiniz, güçsüz ve dayanıksızsınız, ihtiyacınız olan enerjiyi, organik maddeleri verimsiz yöntemlerle okside ederek kazanıyorsunuz. Mesela şöyle…’ Kınayan bir tavırla Donovan’ın sandviçinden geriye kalanları gösterdi. ‘Düzenli aralıklarla komaya giriyorsunuz ve sıcaklık, hava basıncı, nem ya da radyasyon yoğunluğundaki en ufak bir değişim, etkinliğinize darbe vuruyor. Derme çatma varlıklarsınız.’
‘Öte yandan ben özenle tasarlanmış bir ürünüm. Elektrik enerjisini doğrudan alıp neredeyse yüzde yüz verimlilik oranıyla kullanıyorum. Yapımımda sağlam metaller kullanılmış, her daim bilincim yerinde, üstelik ekstrem koşullara dayanıklıyım. Hiçbir varlığın kendisinden daha üstün bir varlık yaratamayacağını da göz önünde bulundurursak, bu gerçekler sizin komik hipotezinizi yerle bir ediyor.’"…
“Hiçbir varlığın kendisinden daha üstün bir varlık yaratamayacağını da göz önünde bulundurursak…”: Aydınlanmanın deniz feneri olabilecek bu ifade üzerine, derinlemesine düşündüklerinde, “abla”, dindarların özellikle de dincilerin, neye, nereye ulaşabilecekleri konusunda umutludur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder