27 Kasım 2018 Salı

“Abla”ya Göre Hâl ve Gidiş 54 (Bohemian Rhapsody ve Bir Bilge: Freddie Mercury)

 
Her zaman en beğendiği filmler arasında kalacak olan Olağan Şüpheliler’in yönetmeni Bryan Singer’ın yönettiği Bohemian Rhapsody, “abla”nın etkisinden kurtulmak için çabalamak zorunda kaldığı filmlerden…
Faruk, bir Zerdüşt; birer bavulla ülkelerini terk edip İngiltere’ye göçmüş ailesi, babanın tekrarladığı “iyi niyet, iyi söz, iyi eylem” düsturu uyarınca yaşayıp giderken, havaalanında çalıştığı ara izlediği müzisyenlere katılır. Ortaya koyduğu sıra dışı müzik başlangıçta, piyasanın genel bakışı dışında kalır. Ne mutlu ki –yeni adı ve burcu Başak’ın gezegeni Merkür soyadıyla- Freddie Mercury, kendisi için doğru, uygun insanlarla bir aradadır, hızla üretmeye başlar.
O arada yaşamı boyunca seveceği kadınla, bir zaman sonra da kendisinin bir başka yüzüyle tanışır. Para ve ün çevresine, kendisini sömürmekten başka bir niyeti olmayanları da çeker; yanılmasına, ailesi saydığı grubundan kopmasına neden olur. Bütün bu harala gürele içinde Freddie Mercury, hangi sesin ne kadar tiz olması gerektiğini hiç bocalamadan bilir. Davul üzerinde bozuk paralar, su vs. kullanarak tınının derinine dalar, muhteşem sesini etkileyebileceğini düşünerek, dişleriyle ilgili sıkıntı duysa da bir şey yapmaz.
25 Kasım 1991’de öldüğünde “abla”, bir bilgenin daha, -sevap ile günah arasına sıkışmış, kendini ifade ne kelime, suçluluk duygusuyla yandığı cehennemini ayağı dibinde yaratmış ademoğlu/kızının tersine-, Dünya’dan, tam olması hatta hepimizin yapması gerektiği gibi, şarkısını söyleyip sahneden ayrıldığının bilincindedir.
 

Hiç yorum yok: