İsimlerle arası olmadığından, ailesi fertlerine damadının seslendiği şekilde hitap eden “abla” tam karşısında, fincanını evirip çevirirken yüreğine bakarcasına gördüklerini anlatan dayıya kulak kesilir: “İki büyük fırsatı kaçırmışsınız…” Son yirmi yılının en büyük konusu olduğu halde, bu iki büyük fırsatın ne olduğunu hatırlaması kırk sekiz saati bulur:
“Abla”, incelikli bir iş yaparken, stres altındayken ya da kafası, karışık bir konuya çözüm ararken –yani hayatının oldukça büyük kısmında-, soluk almayı keser ya da hayatta kalacak düzeye, sınıra sabitler. Kendinde bir kötülük hissettiğinde derin bir komadan, ya da deniz dibinden çıkar gibi bir derin solukla kendine gelirse de aradaki kötülük hali çok rahatsız edicidir, hiç sevmez.
Kaz Dağları’nda katıldığı Varlığınla Buluşma Seminer ve Şenliği’nde oda arkadaşı şifacı hanım, sıcacık enerji aktardığı elini diyaframı üzerinde tutarak “abla”ya, tıkanık bir lavabonun ya da giderin lokurdayarak açılışı gibi, bir zaman süren sağlıklı soluk armağan ederse de, durumun başa dönmesi çok sürmez.
“Abla”nın teknik olarak, annesinin, zamanında bilgi eksikliğinden, hamileliğinde sigara içmesine de bağladığı soluk problemi çözümü için ilk büyük fırsat, 2010 yılı kışında Konya ziyareti sırasında karşısına çıkar: 12 Aralık gece 00:12 civarı, arkadaşlarıyla birlikte niyaz kapısına dikildiğinde “abla”, Hz. Mevlâna’dan “Derin, sağlıklı, olması gerektiği gibi soluk” diler.
Ertesi sabah meydanda birkaç katılımcı ile –beceriksizce- Tibet hareketleri yapıp bitirdikleri sıra, hiç sebepsiz çok derin bir ağlama duygusuna kapılan “abla”, kahvaltı için kendilerini Sille Köyü’ne götürecek araba geldiğinden hızla toparlanırken, diyaframından yükselip boğazını tıkayan yumruyu çözebilecek, büyük olasılıkla dileğinin cevabı mucizeyi tanımayı ıskalar. “Şimdi sırası değil, herkese ne derim, nasıl açıklarım?” türünden düşüncelerin etkisiyle muhteşem fırsatı kaçırır, bin bir zorlukla ağlama duygusunu bastırır, güne devam eder.
Aradan geçen yılları ziyan etmeyip yürüyüşlerinde Sufi nefesiyle yol alan “abla”nın ikinci büyük fırsatı, yakın tarihli Göbeklitepe meditasyonudur. “Avuçlara, çözümü istenen sorunun konup Işığın Sonsuzluğu’nun davet edilebileceği” şifa yöntemi alıştırması yapılırken, artık aklı nerelerdeyse “abla”, soluk meselesini unutur; bu kez de 60 kişinin caanım enerjisinin çözeceği garanti sorunu, ikinci kez ıskalar!
Zamanın gereği, -yalıtım amacıyla kullanılan-, karbon esaslı bedenlerden, -bilgiyi toplayıp taşıma amaçlı- silikon esaslı bedenlere evrilirken “abla”, evrensel bilgiyi gizleyen perdelerin kalktığını, en azından inceldiğini fark etmekte. Nerede, neyi yanlış yaptığını, fırsatları nasıl kaçırdığını görüp niyet ettikçe yeni fırsatlarla karşılaşacağının, böylece de tekâmül yolunda hızlanacağının bilincinde.
“Abla”nın Konya gezisi yazıları:
“Abla”nın Varlığınla Buluşma Seminer ve Şenliği yazıları:
“Abla”ya Göre Hâl ve Gidiş 44 (Göbeklitepe’de meditasyon):
https://birmilyonkalem.blogspot.com/2018/10/ablaya-gore-hal-ve-gidis-44.html