21 Eylül 2018 Cuma

“Abla”ya Göre Hâl ve Gidiş 39 (Hayvan Sevgisi(zliği)

 
Kedi bağımlılığı*ndan kurtulana dek uzun yıllar sınırlı sorumlu bir kedisever iken “abla”nın, tüm sevgisinin odağı torunundan sonra kediseverliğinden eser kalmaz; köpek milletiyle ise ilişkisi oldum olası belirli sınırlar içindedir.
 
Belirli sınırlar, “abla” açısından, yürüyüşlerine Martı Koyu’ndan katılan üç beşiyle Karatepe’ye çıkmış iseler, dönüşte köpeklerin katılma noktasında kalmaları, demek. Tırmanıp indikleri sıra, kendi aralarında yaptıkları gibi, iletişim için popo koklama eylemlerini savuşturma amacıyla “abla”nın geliştirdiği, kısa bir sopayı belinden aşağıda çepeçevre çevirme alışkanlığı, kaçınılmaz olarak kol kasları için faydalı bir egzersize dönüşür.
 
Böylece sürüp giderken, bir kaç günlüğüne ziyarete gelen, kendisinden çok daha hayvan sever kız kardeşi köpeklerle göz kontağı kurar, ablasının esirgediği güzel sözlerle seslenir, onlara isimler verir. Demeye kalmadan başlangıçta, biri Afgan tazısı kılıklı, diğeri daha iri sokak köpeği ikisi gelir, biri veranda girişine, diğeri sokak kapısı önüne postu serer.
 
Kardeşler Martı Koyu plajına paralel caddeden döndükleri bir seferinde, basket sahasıyla çocuk bahçesi civarını mesken tutmuş beş altı tane krem rengi sokak köpeği ile atışmaya başlayan tazı kılıklı, kendisini köpeği sandığından, dönüp dönüp canhıraş “ıyyyk” feryatlarıyla “abla”nın bacaklarına sarılmakta! Buna benzer birden fazla it dalaşı ortasında kalmış deneyimli “abla” ise, hayvanlara arabuluculuk yapma derdindeki kardeşiyle hızlıca alanı terk etmenin en iyisi olduğu bilincinde.
Sitenin sınırını belirleyen çevre yolunda gelip geçen arabaların kaportasına, çarpan diş sesiyle saldırma, kendi kendine gelin güvey hevesli korumaların bir diğer tatbikatı.
 
Yürüyüş sonrası kardeşler denize girerler; iki köpek peşleri sıra iskelede, çıkana kadar beklemede. Sudan çıkmakta olan bir kadın, “abla”nın “bizim köpeklerimiz değil, arkamıza takıldılar, tersine inandıramıyoruz” yollu açıklama/savunmasını, nazik biçimde, rahatsızlığını belirten köpekli kakalı örneklerle, şikâyetle karşılar.
 
Kız kardeşi İstanbul’a döner, “abla”nın ona bağlandığını umut ettiği köpekler, son üç yıldır yaz kış sebeplendikleri Hoca’nın Yeri önündeki kumsala dönmez. Bununla kalmaz, “abla”ya takılır, en kalabalık zamanda Gemiyatağı plajının kadrolu iki köpeği ile kapışırlar.
 
“Abla” peşine takılmasınlar diye evine hırsız sessizliği ve ustalığı içinde girip çıkar olsa da, gün boyu yağmurun bile caydıramadığı köpek sayısı bir ara altıya ulaşır. Milletin şüphelendiği gibi yiyecek vermek ne kelime, hayvancıklara yağmurlu havada su yok!
 
Nihayet, ötekinin yanı sıra, birkaç gün önce son olarak, Burhaniye pazarına giden “abla”yı durağa bırakan tazı ertesi gün görünmez. Gemiyatağı Koyu’nu bir anda eskilerin nüfus sayımı manzarasına büründüren Poyraz’ın, değerli katkısından şüphelenen “abla” derin bir nefes alır.
İzleyen günlerde yürüyüşünü, söz konusu çetenin mekânından uzak, denizden kopuk, tümden farklı bir rotadan Karatepe’ye varıp dönecek şekilde düzenler.
 
Kendisiyle ilgili nihaî tanısı ise, bir köpek sever olmadığı, olmayacağıdır.
 
*“Abla”nın kedi bağımlılığından nasıl arındığının hikâyesi:

Hiç yorum yok: