31 Mart 2012 Cumartesi

31. İstanbul Film Festivali ilk günü "abla" üç film görür: Körling Kralı, Gece Masalları, Sibirya Monamur

İstanbul'a gelirken, sevenlerinin görüşme talepleri üzerine 31. İstanbul Film Festivali başlangıç tarihi önüne bir hafta ekleyen "abla" buluşmalar arasına bir kaç da film serpiştirir. Ahmet Ümit'in romanından Bir Ses Böler Geceyi, "benim dedelere ihtiyacım yok" deyip intihar eden kahramanı İsmayil aracılığıyla eskimekte kurumları/gelenekleri sarsarken, "abla"ya göre, esaslı bir mistik mesaj verir. Afişi bol çelenkli Sığınak, akıl hastalığı ile önsezi arasındaki kıl inceliğindeki duyarlılık hattında gezinir, "abla"nın bayıldığı türde bir psikolojik gerilim.

Festivalin ilk filmi Norveç, 2011 yapımı Körling Kralı: Yönetmen Ole Endresen, oyuncular Atle Antonsen, Linn Skaber, Ane Dahl Torp... Psikolojik arızalar, bol cinsellik konuşmaları, ölmekte olan birini kurtarma çabası türünden kalıplarla üretilmiş olmakla birlikte oldukça eğlenceli film, curling hakkında hiç fikri olmayan "abla"nın genel kültürüne özel bir katkıdır.

Fransa, 2011 yapımı Gece Masalları: Yönetmen Michel Ocelot, canlandırma Pascal Lemaire, Aude Larmet, Christophe Barnouin... "Abla"nın, her festivalde, listesine bir kaç tane, ne yapıp edip koyduğu canlandırmaların ilki, özel gözlükle izlenen bir dizi masal: Yaratıcı grup, Dünyanın çeşitli yerlerinde değişik zamanlarda bir demet masal yaratır, sihirli dokunuşlarla giyinir kuşanır, incecik siluetleri üzerindeki iri gözleriyle zarafetle oynarlar. Çok hoş renkler, desenler, yapraklar, çiçekler... kat be kat, yumuşacık konuşulan Fransızcanın fonunda bir aydınlanır, bir solar.

Rusya, 2011 yapımı Sibirya Monamur: Yönetmen Slava Ross, oyuncular Petr Zaichenko, Misha Protsko, Sergey Novikov... Taygada terkedilmiş bir köyde bilge dede ile babasını bekleyen torun, isteseler de yoksulluktan elleri ermeyen akrabalar, sahipsiz evleri yağmalayan iki adam, yarbaya genç bir fahişe götürmekle görevli iki asker, bıçak sırtında bir grup Müslüman... Rus sinemasının kendine özgü duyarlılığıyla anlatılmış, iç üşüten acımasız topraklarda, sert coğrafyanın katılaştırdığı kişilikler, kalpler; arada daha da değerli ufacık iyilikler, güzellikler.

Hiç yorum yok: