7 Ekim 2017 Cumartesi

"ABLA"YA GÖRE HAL VE GİDİŞ 17

Bir önceki doğum gününde kız kardeşlerinin verdiği parayla bir kucak kitap almış "abla", kışı geçirmek üzere Kuzey Ege'deki evini geçici olarak kapatırken, haliyle, o güne dek okuyamadığı kitaplarını geride bırakır. 

İstanbul günleri başında girdiği kitapçıdan bir kaç kitap almak için ezoterizm, bilimkurgu ve polisiye raflarını taradığı sıra "abla"nın, yazarın adı -H. P. Blavatsky- tanıdık geldiğinden eline alıp arka kapağına göz attığı, Mitra Yayınları'ndan Mavi Dağların Halkı, okuduğunda çok ilgisini çeker.

Çağının çok ötesinde, yeni ve daha esnek bir bakış açısının öncüsü bu kadın, 19. yüzyıl başlarında, Hindistan'ın Madras  eyaletindeki Mavi Dağlar'da yaşayan, çağdaşlarından bariz biçimde ayrılırken birbiriyle binlerce yıl öncesinden bağlantılı üç ayrı kabile ile ilgili izlenimleri yazar.

Sayfa 122'den; "...O zamandan beri, evlerini dağların en geçilmesi mümkün olmayan ormanlarına yapan Kouroumblar o kadar çoğaldılar ki, bugün Moulou-Kouroumblar olarak bilinen büyük bir kabile halini aldılar. Toddlar ve sığırlarla birlikte 'Mavi Dağların' yerleşik halkları oldukları sürece kötü eğilimleri ve doğuştan sahip oldukları büyü yetenekleri, sonradan yemek için üzerlerinde büyü yaptıkları hayvanlar dışında kimseye zarar veremedi. Ne var ki on beş kuşak sonra Baddaguelar geldi ve cücelerle aralarında düşmanlıklar ortaya çıktı. Baddagueların ataları, diğer bir deyişle Malabar ve Karnatik'in kadim halkı, savaştan sonra Lanka'dan gelen 'iyi' devlerin hizmetine girdiler. Böylece Kuzey'den gelen insanların kolonileri Hindistan'ın Brahmanları ile 'Mavi Dağlarda' çekişmeye başladıklarında, Toddlar da onurlarından ötürü ve sığırların emretmesiyle onları korumaları altına aldılar: Baddaguelar da, tıpkı atalarının, Toddların atalarına hizmet etmiş olduğu gibi, Nilguiri'nin efendilerine hizmet ediyorlardı.

'Mavi Dağların' aborjinlerinin efsanesi böyledir..." 

Hiç yorum yok: