İstanbul'a ayak bastığının ertesi günü, kendisi gibi film izlemek için emekli olmuşa benzeyen bir arkadaşından 11. Sinema-Tarih Buluşması'nın haberini alan "abla", 30 filmin gösterildiği 3 salonda, festival teması Mülteciler yüzünden olsa gerek, pek hüzünlü 12 film izler. İzlediği filmlerle ilgili izlenimlerini, orada burada "günü gününe yayımlayayım" derdiyle, bloglar arası koştururken, girdiği azbuz'da bir tuhaflık sezer: Son zamanlarda, haftada ortalama 20-30 kişinin girdiği blogunda bir çeşit trafik sıkışıklığı hüküm sürmekte!
Aklı sinema yazılarında "abla", fırlayan reytinge bir anlam veremezken, haftanın sitesi rozetini de üzerine alınmaz ve azbuz'un tümüyle ilgili olabileceği türünden bir açıklama yapar kendi kendine...
Derken, bir kardeşinden gelen, "abla, siteni nasıl ünlü yaptın?" diye soran mesajla, hafiften şüphelenmeye başlar.
Haftanın yarısından sonra "haftanın sitesi" seçilmişsiniz, tebrikler" diyen mesajla -nihayet- uyanan "abla", bir tane daha "nasıl ünlü yaptın siteni, bana da yazar mısın?" sorusu üzerine, araştırmaya girişir.
Önce, pat! diye kendi sitesine girdiğinden başsayfadan habersiz "abla", sanal bir yolculukla, araya sora başsayfayı bulur. Orada kendisinden sözeden kutucuğun içini evet, itiraf etmeli ki, göğsü kabararak okur, sağını solunu incelerken haftanın sitesi seçilme kriterleri başlığını yakalar, onu da bir güzel okur.
Gelen mesajlara teşekkür yanıtları yollarken, sitesini nasıl ünlü ettiğiyle ilgili öğrendiklerini, bunu merak eden kardeşlerine birkaç satırla aktarır. Bir hafta öncesinde, sadece 28 kişinin uğradığı sitenin, rozetli haline, 686 kişi uğramış; "gel de reklamın gücüne inanma!" diyen "abla"ya bu macera, yaşları 19 ile 48 arasında birkaç arkadaş, bir köy, kendisine "slm, mrb..." diye mesaj yollayan 13 yaşında bir genç kızın ilgisini kazandırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder