8 Aralık 2009 Salı

"Abla", sevgili damadını askere yolculamadan, Adıyaman'daki çocuklara iki koli dolusu sevgi yollar.

Güneşli kış günlerinin sonuncusu, cumartesi sabahı, damadıyla asker alışverişi yapmak üzere Eminönü'nden, Uzunçarşı Caddesi yokuşuna saran "abla", oyuncak toptancılarının, dükkânlar dışına, neşeyle taşan kolilerini görünce hız keser.

Birmilyonkalem'deki editörlerinden aldığı "Adıyaman'da bir çocuğunuz olsun mu?" diye soran mesaj üzerine, Adıyaman 80.Yıl Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan 8-17 yaş arası zihinsel engelli 30 erkek çocuğu için giysi, Adıyaman Sevgi Çocuk Yuvası’nda yaşayan 7–10 yaş arası 13 kız, 7 erkek ile, 11-15 yaş arası 7 kız, 2 erkek çocuğu için oyuncak ya da giysi... seçeneklerinden, oyuncakta karar kılan "abla", damadın yardımıyla, bir torba bebek, küçük arabalar, bir basket, bir de bowling seti ile iki saz, iki gitar seçer, kara bir naylon torbaya doldururlar.

Mercan'da, bir kaç gün önce, geçici olarak İstanbul'a taşınırken sapı kopan bavulunu tamir için imalâtçısına bıraktığında rastladığı, asker malzemesi satan küçük dükkâna giren ikiliden "abla", koca torbayla içeride trafiği aksattığını farketmekte gecikmez; damadın eline alınacaklar listesi tutuşturan becerikli tezgahtârın "ablaya çay söyle!" diye seslenip emanet ettiği gencin kalktığı, kaldırımın 50 cm dışında, cadde üzerindeki tabureye buyur edilir.

Askere gitmesi kesinleşeli, herkesin kendi deneyimini severek aktardığı damat, kan taşından, -isteğe göre- postala kadar çok detaylı listeden gereklileri, gereksizlerden ayırmaya çalışadursun, "abla", yüzü güneşte, kalabalık Mercan trafiğinin yanıbaşından akışını ilgiyle izler.

Üç torba da ikinci alışverişten yüklenen damat kaynana ikilisi, ara sokaklardan bayır aşağı, Eminönü Meydanı'na inerken gözlerine ilişen ışıklı oku takip eder, torbalarını bacaklarının arasına alıp, duvar dibindeki küçük bir masanın iki yanındaki taburelere iliştikleri bir de künefe molası verirler.

Oyuncakların, PTT'den kargoya verilmesi pazartesi sabahına kalır: Kahvaltıdan bir telâş kalkıp, bulaşığı kızına bırakan "abla", naylon torbayı yüklenir, Şişli Postanesi'ne gider. Ambalajlarını bozmak istemediğinden, PTT'nin büyük kutularından ancak iki tanesine sığabilen oyuncakları, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Murat Demirkol adına yollar.

Bir sonraki pazartesi, damadını, henüz belli olmayan bir yere acemiliğini yapmak üzere yolculayacak "abla", kışı İstanbul'da geçirip, kızına, kocası dönene kadar arkadaşlık etmek niyetiyle Kuzey Ege'deki evini bırakıp gelirken, yüreğini en çok sızlatan, veranda dolusu, Adıyaman'lı çocuklar kadar öksüz-yetim, birbirinden güzel kedicikleri...

Hiç yorum yok: